“The” meselesi

İngilizce öğreniyorum

[Aslen Selcen_Ozturk tarafından 02/01/14 tarihinde Duolingo’nun Türkçe bilenler için İngilizce forumunda yayınlandı]


Her İngilizce öğrenen Türk’ün kafasını en çok karıştıran şey the, yani belirli harfitarif, bilindik bir nesneden bahsederken kullanılır. Kafamızı karıştırmasının sebebi tabii ki dilimizde tam olarak karşılığı olmaması. Ama aslında, cümledeki “nesne”de kullanıldığı zaman dilimizde bir karşılığı var, “ismin belirtme hali”. Örneklerle kullanıldığı yerleri ve çevirileri özetlersek:

1 “ismin –i hali” durumu. yani cümledeki nesnenin belirli bi nesne olması:

  • The men eat apples: Adamlar elma yer (Herhangi bir elma)
  • The men eat the apples: Adamlar elmaları yer.
  • The men eat the apple: Adamlar elma yer. (Belirli bir elma, karşımızdaki hangi elmadan bahsettiğimizin farkında)

(Türkçede bazı fiiller ismin -e halini gerektirdiğinden bu durum orada geçerli değildir “I look at the mirror” ya da “I look at a mirror” ikisi de “aynaya bakarım” şeklinde çevrilebilir. ama nesne tekilse a ya da the’dan birinin kullanılması gerekir)

Bazılarınızın kafası çok karışmış. Yukarıda yazdığım şey cümlenin nesnesi için geçerli. Halbuki "belirtili özne" diye bir şey yok. Yani özne "The dog…" olduğunda tabii ki de "Köpeği…" diye çevrilmez. Öznenin -i eki alması bize belirtili olduğunu mu gösterir? Hayır! Birine ait olduğunu gösterir (Onun köpeği - His/Her dog).

2 Belirli, daha önceden bahsettiğimiz bir özne olması durumu:

My mother was sick yesterday. I called a doctor. The doctor arrived soon and gave her some medicine. (Burada bir önceki cümlede doktordan bahsettiğimiz için 3. cümledeki “doktor” belirli hale gelir, the kullanmak şarttır.)

3 “…have/has the…” cümleleri

En çok kafa karıştıran cümleler bunlar, çünkü “the” girince araya Türkçedeki cümlenin yapısı tamamen değişiyor. Bunu da örnekle açıklamıştım daha önce:

  • Should we buy some plates for Selcen? (Selcen için tabak alsak mı?)
  • No, the girl has plates. (Hayır kızın –Selcen’in- tabakları var)

  • Where are the plates we bought yesterday? (Dün aldığımız tabaklar nerede?)
  • Selcen has the plates. (Tabaklar Selcen’de. Selcen’in tabakları var yanlış!)

EK: peki ya belirli bir nesnenin birini ait olduğunu söylemek istersek ne kullanacağız? O zaman “possessive pronoun” yani iyelik zamiri kullanmalıyız. Yani “the plates are hers” ya da “the plates are Selcen’s” ya da “the plates belong to Selcen”.

4 “the”yı her zaman kullanmamız gereken yerler

  • doğayla ilgili, evrende bir tane olan şeyler. örneğin: the world , the moon, the sky, the sun, the North pole, the universe gibi
  • yine bir tane olan, özel coğrafi yerler için. örneğin: the Alps, the river Rhine, the Black Sea, the Pacific Ocean
  • birleşik devletlerden ve impratorluklardan oluşan ülkeler: the United States of America, the United Kingdom, the United Arabic Emirates, the Ottoman Empire
  • topluca bir gruptan bahsetmek için: the Turkish (Türkler), the rich (zenginler), the Öztürks (Öztürkler yani Öztürk ailesi)
  • sıralama sayıları: the first, the fifth, the tenth
  • müzik aletleri: the piano, the violin

5  “the”yı bazen kullanmamız gereken yerler

church ( kilise ), mosque ( cami ), hospital ( hastane ), prison ( hapishane ), school ( okul ) gibi kelimeler, bina olarak düşünülüyorsa the kullanılır ama iş/ibadet/eğitim gibi amaçlarla gidildiğinde the kullanılamaz. Yani cuma günü camiye namaz kılmaya gidiyorsanız “I go to mosque”, ama Sultan Ahmet Camii’ne turist olarak gidiyorsanız “I go to the mosque” kullanılır.


[Updated by Danika_Dakika starting 03/01/22]

İngilizce öğreniyorum

Design a site like this with WordPress.com
Get started